Manşet

18 Aralık 2012 Salı

ben şair değilim Arif Bey.



Ne zaman birinin birine üstü kapalı bir şeyler anlattığına şahit olsam sahnenin sesini ardına dek açarım. En gizli anlamları bile anlamaya çalışmaktan başka bir şey düşünemem o an. Ve sahnenin devamını izlemek için birçok şeyden vazgeçebilirim. Bu bir çeşit hastalık olabilir, gizli anlamları kovalama hastalığı. Bu yüzden edebiyat okuyorum bu aralar, bilmediğim ama öğrenmek istediğim ne çok şey var ve bu beni nasıl heyecanlandırıyor bir bilsen.

Geçenlerde seninle bu konuyu konuştuk. Yani elbette sen bu konuyu konuştuğumuzun farkında değildin ve yaklaşık bir saat boyunca bambaşka bir konu hakkında bana anlatacaklarını anlattın durdun. Her cümle hakkında sana söylemeye cesaret edemediğim ne çok fikrim vardı bilemezsin. Zaten hep bunun benzerleri oluyor. Yani öyle çok şekil değiştirdi ki kelimeler. Kelimeler öyle çok şekil değiştiriyor ki. Kimi zaman ne ise o iken kimi zaman olduğundan başka her şeye öyle başarılı dönüşler sergiliyor ki.. kelimeler albayım öyle anlamlara gelmiyor ki… kimi zaman bi kokuyu anlatmaya dili varamıyor. Kimi zaman bir çift gözlükle dünyayı görmüyor. Kimi zaman bilgisayar bir cansız obje olmuyor. Kimi zaman “ben yemek yemek istemiyorum” demek aslında başka istekleri reddediş cümlesi olarak karşımıza çıkıyor. Tavırlar net, eller soğuk, mesafeler katedilmek için var ve.

Mesela o bana bir eşyanın hayatına giriş hikayesini anlatıyor, o eşya ile ilgili benim de kendimce hikayelerim var ancak o bunları bilmiyor ve ben onları anlatmayı boynumu kessen istemem sanıyorum. Açık olabilsek bile, ki bence yeterince açığız, anlatmayı tercih etmeyeceğim hikayeler var. O hikayeler beni ben yapıyor bu yüzden onlardan kaçamam, kaçmam. O hikayeler beni ben yapıyor diye ben o hikayeleri ve diğerlerini terk etmem.

İtiraf etmeliyim ki içimde her zaman fırtınalar kopmuyor, itiraf etmeliyim ki havai fişekler her zaman patlamıyor, bunu ben yapıyorum. Bunu ben yapıyorum ki anlatacak bir hikayem olsun kendime. Anlatacak bir hikayem olsun ki kaçıp gidebileyim kendime, kendimden. O havai fişekleri patlatmasam içimde ben özgürce kırlarda koşup coşamam. Ben kırlarda özgürce koşup coşamazsam çimlerde kim yuvarlanacak? Ben o çimlerde yuvarlanamazsam mesai biter mi? Haftasonunu bekleye bekleye bir ömür geçer mi?

Büyük ikramiye hayali kurmuyorum ama ikramiye hayali kuruyorum ne yalan söyleyeyim. Foton kuşağı geliyor diye ise heyecanım sürüyor.




Herkese göster : Tweet This ! Share On Facebook ! Share On Google Plus ! Add To Del.icio.us ! Share On Digg ! Share On Reddit ! Share On LinkedIn ! Pin It ! Post To Blogger ! Share On StumbleUpon ! Share On Friend Feed ! Share On MySpace ! Share On Yahoo Buzz ! Get These Share Buttons ! Google Bookmark ! Create PDF And Print Friendly ! Blog Feed !

0 yorum: on "ben şair değilim Arif Bey."

Yorum Gönder