Manşet

20 Ağustos 2013 Salı

kayıp.





     Nerede olduğunu bulamıyorum. Oysa hep bilirdim. Hep bilip ya da sonradan öğrenip bildiğimi düşünürdüm. Bu sefer bulamıyorum. İçimde bir şey kayıp gibi. Bu her zaman değil ama zaman zaman beni çok huzursuz ediyor. Uzaklara bundan bakıyorum. İçimden seninle konuşamamaya başladım. Sanırım beni en çok zorlayan bu oluyor.  Hayatım her zaman zorlu dönemeçlerden geçiyor. O dönemeçler yol ayrımı barındırabiliyor da içinde. Ama sen yokken o da olmuyor. Seninle konuşamadan ayrılamadığım yollarla dolu geçmişim. Ve geleceğim. Bu sefer bulamıyorum.

     Sana anlatmak istediklerimi de biriktiremiyorum. Mesela eskiden gün içinde kafamı meşgul eden her ayrıntı belli bir süzgeçten geçtikten sonra sana anlatılmaya değer olanlar sırasına giriyorlardı. Şimdi hayatımda sana anlatamayacağım şeyler bile var. Anlatmayı istesem bile anlatamayacaklarım da var üstelik.

Yani evet şükrediyorum, yine de şükrediyorum ve beni affetmesini diliyorum bu fani telaşlarım için. Ama bu aralar ettiğim şükür bile eksik sanki. Dolu bir teşekkür edemiyorum çünkü içimden alınmış bir minnet duygusu da var. Sen yoksun diye minnetsiz olma hali.

      Ne istediğimi bilmiyorum. Seninle konuşsak ne istediğimi ben yine bilmem ama en azından kafam daha net olur. Yani diyorum ne isteyip istemediğimi umursamam. Ama.. seninle konuşmayı da tam olarak istemiyorum artık. Yani diyorum ya, ne istediğimi gerçekten bilmiyorum.

      
Her şeyin başı sağlık, bunu unutmamam gerekiyor, onu biliyorum. Bu fani telaşlarım için beni affet.


<iframe width="560" height="315" src="//www.youtube.com/embed/tTlZSYxTi9M" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>



DEVAMI...