Manşet

5 Ağustos 2014 Salı

çocukluk

     


     Kalbim koptu. Aksaray’ daydım. İğne atsan yere düşmez, top patlasa binlerce mevta. Kalbim koptu.

     Bazen filmlerde görüyordum seni. Artist olmuşsun. Onların gözleriyle karşındaki benlere bakıyordun. Yüzünü tutuyordum ben senin ve sen “bu gerçek” diyordun. Bu gerçek.

     Sen gittiğinden beri gerçeklik kılık değiştirip duruyordu oysa. Uzun zaman stabil kaldığı da oluyordu ve ben bu sefer bu gerçek diyordum. Cümle kurmayı unutuyordum. Yani konuşma dilini değil elbette, o birini kurarken ötekini kovalayan cümlelerden olanını…

     Bazen seni düşünemediğim için kendime kızıyordum. Gerçek olan bu değilse, düşünememek de normal diye avunuyordum sonra. Dedim ya gerçek kılık değiştirip duruyordu.

     Sonra sen filmden bana bakıyor ve bir cümle kuruyordun. Sonra o cümlen zamanlarca beynimin kıvrımlarında bir görünüp bir kayboluyor.


     “Gençtik” diyorsun, “tecrübesizdik bu çocuğu yaptığımızda” . “çocuk gerçek mi” diyorum. Çocuk büyüyor, çocuk hastalanıyor, biz bu gerçekliği sorgularken belki ölüyor. Sen “gençtik” diyorsun.
Biz gençtik diye çocuk ölüyor.



DEVAMI...