Manşet

15 Temmuz 2008 Salı

itinayla göz yaşartıcı bomba hazırlanır

“İtinayla göz yaşartıcı bomba hazırlanır” başlıklı ilanı gördüğümde onun vermiş olduğunu anlamam için kahin olmama gerek yoktu.
pili bitmiş el feneri gibi hissediyodum kendimi.ve karanlık gözlerimi alıyodu.
ay ışığında da kullanılabilen güneş gözlükleri icat etmek isterdim hep.fırsat önümdeydi.
O gözyaşartıcı bombaları hazırlayıp her uygun denekte deneyecekti ömrünün kalanında.
bense en inandırıcı reklam olan ‘ben de kullandım’ la karşılarında hiç ummadıkları anda beliriverecek ve ayışığında kullanmaya elverişli güneş gözlüklerini pazarlayacaktım.
pazarlamak dedimse para karşılığı sanmayın sakın! cümle karşılığı sunacaktım pazara.pazara.”pazara pikniğe gidelim” son bombasıydı.pazara pikniğe gidecektik.o Pazar hiç gelmedi.gelmeyecekti de.o bunu hiç bilmeyecek,umursar gibi yapıp önemsemeyecek,avazı çıktığı kadar baırsa da aldırış etmeyecekti.anlayış göstermeyecektim bense.ay ışığında bile kullanılan güneş gözlükleri tasarlayacaktım habire.gözlerimi bir daha kimse görmesin diye.
çünkü karanlık gözlerimi çok fena alıyor.öyle alıyor ki.bırakmıyor bi daha..
DEVAMI...

8 Temmuz 2008 Salı

FRANsız

Özünü tartışmamak kaydıyla iyi sayılabilirdi.oysa ne zordu kötü görünen insanların bile özünde iyi olduğunu savunabilmek.

İncele.
İnce eleyip sık dokumamak elinizdeyse ,incelediğinizde, sıradan insanlardan biraz farklı gibi görünse de değişen çok fazla şey olmuyordu insanlara yaklaşımı hususunda.
Fransızca konuşuyor oluşu başta enteresan gelebilirdi ve fakat ve lakin başka hiç bir dil ruhunun sert ama kibar bi şekilde dışa vurumunu böyle net böyle açık sağlayamazdı ,, eminim.

Garip gelebilirdi soracağı sorular ama etkileme imkanı bulamazdı yoksa,başka...
Siyahın sizi içinize çekişi de tüm renkler ya da aslında hiç bir renk oluşundan değil midir zaten.
Aynı öyle işte.
Hem hepsi hem hiç bir şeye bu kadar dahil oluşu. Sıradan insanların kurduğu cümlelere benzer cümleler kurduğunda içinizin ayaz gecelerinde titrediği kadar bile titremeyişi bundandı.oysa söylenişi,hayıflanışı,omuz silkişi depremler yaratıyordu.yaratabilirdi de her daim.
Güzel cümleler kurmak ve bu güzel cümleleri herkesin kurduğu cümlelere hiç benzemeden kurmak ve bu cümlelere herkesin baktığı açıdan bakmadan anlamaya çalışmak.
Belki oydu.
Beni de özel yapan buydu. kurduğu herhangi bir cümleye en az üç boyutunu katmadan duymazdan gelmem,her kelimesine hikaye kurmam,
belki de beni de özel yapan buydu.
bu meraktı kelimelerin harflerinin doğumuna gidişim,tarihine dönüşüm.
Özel.bu kelime ne boş ne değersiz geliyor bir bilseniz..o olsaydı bu kelime yerine de farklı bir kelime bulabilirdi.eminim buna.
Ha doğru unutmuşum zaten. Fransızca konuşuyordu değil mi...fransızca kokuşuyorduk. konuşmuyor,kokuşuyorduk. Ondan o fransaya gitti,ancak orası paklar bile demeyeceğim.

Bense Fransız kaldım.
DEVAMI...

çorba yapmanın incelikleri

Sana çorba yapmanın inceliklerini anlatacaktım.
Çıldırmak için sadece klarnet sesine ihtiyacımız vardı.
Geçici unutuşlar tam olarak sönmemiş orman yangınları gibidir.alev alsa her yan siyah.
Doğalgazdan zehirlenen tek canlı ben değildim itiraf edeyim.
Kilidi içerde unutmasaydın keşke.ben ordaydım.çilingir bulabileceğinden emin misin bu saatte.hem de gece ve üstelik herkes tatilde.gidicektik ya uzak şehirlere.
Ben özellikle cam kenarı olsun diye belirtmiştim hanımefendi,üstelik panikatağım var.
Evet kesik olan çizgiler kesin bi çizgiden daha fazla özgürlük tanıyor bunu biliyorum.kim kesti ulan çizgileri o zaman.kesen de farkında mıydı ya da istediği şeride geçebilceğinin.yok efendim her şeyin bi zamanı bir de kuralı vardır.niyemiş.haklarının oldukça farkında anladığım kadarıyla.yoksa cesaret işi benim yanıma arzu ettiği anda gelebilmesi.fazla klarnet dinlemiş olmalı.saksafonmuydu o yoksa?
Ne yazık yalnızca rüyalarıma giremiyor olması.oysa dış dünyaya açılmış her delikten girmesini bildi.benim rüyalarımın etrafında kesin çizgiler var demek ki,niye kesmediniz lan çizgileri?
Ah şu sakladığın gizli belgelere ulaşabilseydim,ölmeden önce gam ın tadına varabilcektim.ölsem bile gam yerdim ama olsun.ulaşabilseydim keşke.yok hayır benimle ilgili olduklarını iddia etmedim ama.
Ama neden likörlü çikulatalardan aldın ki,alkolik olabilirim ama sevmiyorum bu boku işte.likörlü çikulata mı olur.likörün yanında çikulata versen amenna.
Her sofranın bir adabı vardır,her ikramın bir usulu.medeniyetin de.
Bi de medeni et var.medeniyet olmadan olmuyo o ben söylemiştim.önce medeniyet sonra medeni et!
Oryantal çizgiler görüyorum ufukta.
Çilingir bulduğuna sevindim.
Çorba yaptım bu arada,çok ince oldu.incelikli bi çorba.
Bi iç bak!
DEVAMI...