Unuttuğum aşk, aşktaki acı, acıdaki haz, hazdaki yaş, yaştaki tad..
Hatırlattın. Bi aşk, bi şal, bi kağıdın üzerine yazılanlar. Senin için cümlelerim sevgili!
Çünkü ben de acıyorum kendime. Sensiz geçen ve sensiz geçmiş her günüm için belki. Yarım kalmış bi aşk hikayesinin ardında nasıl gözyaşı dökerse izleyenler, bi anı defterinin sayfaları yanarken nasıl öksüz kalırsa öyle..
Acıyorum da üstelik, bugüne kadar hep göz ardı ettiğim tarifsiz bi acı. Yalnız gittiğin gün beynimin karıncalanması, o karıncaların gözbebeklerimden fırlaması gibi bir şey. Unutmuştum bu duyguyu. Boynundaki şalı alıp kokunu içime çeke çeke uyumak gibi bir şey, unutmuştum o kokuyu.
O gece ben aldım onu boynundan, alıp içime bi yerlere sakladım.
Dün gece -kokun sinmemiş daha- yolladığın şala, gözümün yaşıyla, genzimdeki kokunu bıraktım.
0 yorum: on "Şal"
Yorum Gönder