Kapının ardında yeni bir ilişkinin düğmelerini ilikleyen kadın var. Küçük bir kadının büyük cümleleri bunlar. İlmek ilmek sökülürken hatta sökülmeden bile biri, yeni düğmelerle yeni bir kumaşa bürünüyor öteki. Benim için kalem- kağıt kokusundan ibaret. İzi ise ömür gibi, kömür gibi kara bazen, is kokusu gibi bir iz ömre bırakılan. “Benim sevgimi istemiyosun artık” cümlesinden doğan bir fark ediş. “İstemediğin bir sevgiyi sana verecek değilim”; bakış açımı değiştiren replik, bu da bir fark ediş değil mi?
Özlenen bi tad belki, alkolun genizde bıraktığı tad gibi. “kekremsi” diye bi kelime vardı dimi…
Aldanıyosun! Kurduğum cümleler bana ait değil. Hem ben topluma mal olabilecek adımlar atıyorum artık. Ek iş olarak insan ruhlarını irdeliyorum. Hayattan caydım. Huzurda kaldım. İnsan değişken bir varlıktır diye haykırırken değişmem diye ettiğim yeminler nerde hani. Nasıl yalanmış… öfke.. ey öfke. İsyansız öfke. Zaman zaman hırsını cümlelerden alıyor. Bu yalan değil, bu gerçek. “parmak izimi bıraktım, katilim; üzerinde, yüreğinde..” der bir ses yine. Katil diye bir şarkı hatrımdadır. Bir ayak sesi uzaktaki kadın bile hatırladır. Katiller hep vardır!
0 yorum: on "“Düş beni üzerinden, emanet duruyorum”"
Yorum Gönder