arşında şimdiye kadar yalnızca senin bildiğini sandığın gerçekleri suratına vururken gördüğün insan canım dediğinle aynı.
Yalvarışı gitmemen yönünde.gitme diyişi.
Bir zamanlar sana gitme desin diye canını vermeye ömrünü heba etmeye hazır sen.
Evet o sana hiç git dememişti,cümleler kurup onları kurşun misali bedeninin en hassas noktalarına sıkmaktan ibaretti yaptığı.
Ölmeni istemememiş bile olsa ,yaptıkları bu yönde bile olsa o sana hiç git dememişti.
Ama sen ne zaman gideceğini söylesen başını hafifçe öne eğip elini kalbine götürüp eyvallah çekebildi en fazla.
Git demedi ,müsaade etti.
Ve sen hep kendi isteğinle döndün.
Ondan bağımsız,sevinç naraları atmadı,kollarını açıp sevgiyle bağrına basmadı,sadece ağzının içine kurşunları doldurma işlemine kaldığı yerden devam etti.
Sen bir kez daha gidene dek.
Son gidişin çok sessiz oldu.
Oysa öncesinde hazır ettiğin yollukları teslim eder öyle giderdin.
Sessiz gidip bir daha dönmemek aklına yattı.
Vazgeçtin.
Şimdiyse o geldi.
Karşında şimdiye dek yalnızca senin bildiğini sandığın gerçekleri suratına vuruyo.
Canın.
Suratına vurması kurduğu cümleleri kötü yapmıyo,dayanılmaz yapıyo,katlanılmaz yapmıyo.
Gitme diyo.
Gitme diyişini kendi hisleriyle açıklıyo.
Herkes orda,duvarlar bile söylenenleri kaydediyo.
Belki farklı bir yol deneseydi...gitmeni istemiyorum demek yerine gitmeyi istemiyorsun ,gitme deseydi.belki deseydi...
Gece hiçbir günahı örtemeyecek kadar aydınlık.
Gece hiçbir geçmişi yok edemeyecek kadar ömre dair.
Tam da bundan,gece yazılan asla güne dair olamaz,olmaz.
Gece bütün ömürden mesul.
Ve bu mesuliyetini duvarların söylediklerini yazıya dökerek yerine getiriyor.
Gece kimse kimsenin gitmesini istemiyo.an donuyo.
0 yorum: on "das leben der anderen ( başkalarının hayatı )"
Yorum Gönder