Manşet
SON YAZILAR

3 Mart 2015 Salı

güneş vardı, hava güzeldi.

yazamamak düşünememek gibi bazen. yazmamak düşünmemek gibi değil ama. insan bazen düşünmek isteyebilir. istemeyedebilir. bu gece o gece. bu gün o gün. elbet bir an olacaktı ve elini nereye koyacağını şaşıracaktın. bacaklarını yerde zor tutacaktın....
DEVAMI...

19 Eylül 2014 Cuma

Aramıza mesafeler koyma

     Mesela yere basmıyordum uyanınca. Pembe bir bulutun içine kalkıyordum. Öyle büyük hisler vardı dünyada ben unutamıyordum. Kalbim büyüyordu, içim ona dar geliyordu ve bu bir hastalık belirtisi değil kitlelerin afyonuydu. Ben unutmuyordum....
DEVAMI...

5 Ağustos 2014 Salı

çocukluk

           Kalbim koptu. Aksaray’ daydım. İğne atsan yere düşmez, top patlasa binlerce mevta. Kalbim koptu.      Bazen filmlerde görüyordum seni. Artist olmuşsun. Onların gözleriyle karşındaki benlere...
DEVAMI...

9 Ocak 2014 Perşembe

ilham.

*Her günüm başka Leyla, çok üzgün olabilirim. Bu yürek benim değil mi, yollara atabilirim. Bir teselli biçimi olarak ilham: sen gelmediğinde gelirdi. Bir armağan olarak ilham: yanında getirdiğin hediyeydi. Seramik fincanda çay içiyorduk....
DEVAMI...

2 Kasım 2013 Cumartesi

define

           O romanı yazabilseydim kendimi bir şey yapmış sayabilecektim. Çünkü öyle kocaman hisler bir yere gitmemiş olacaktı ve elimde somut bir iz kalacaktı. Bir çocuk doğurmuş gibi olacaktım belki. O çocuk...
DEVAMI...

20 Ağustos 2013 Salı

kayıp.

     Nerede olduğunu bulamıyorum. Oysa hep bilirdim. Hep bilip ya da sonradan öğrenip bildiğimi düşünürdüm. Bu sefer bulamıyorum. İçimde bir şey kayıp gibi. Bu her zaman değil ama zaman zaman beni çok huzursuz ediyor. Uzaklara bundan...
DEVAMI...

14 Nisan 2013 Pazar

kat kat

“Kâinat lahana gibi, yaprak yaprak, kat kat” * gerçeğin bin bir türlü hali var diyordu. gerçeğin her halinden bana bakıyordu. gerçeğin çeşitli hallerinden farklı gözlerle bana bakarak benim bin bir farklı halimi görüyordu. o görüyordu. seninle...
DEVAMI...

12 Mart 2013 Salı

kime ne.

Kimi müspet hisler bizi yaklaştırır birine, kimi müspet izler uzaklaştırır. Üstelik benzer hislerin bu iki farklı durumu yaratması hali aynı zaman dilimine denk düşebilir, gün olarak, yıl olarak, saat olarak farklılık gösterse bile. Ve kimisi...
DEVAMI...

11 Şubat 2013 Pazartesi

sanat sanat içindir.

Elimizde değil, hayrete düşürüyoruz güzel bir manzara karşısında. Oysa bir şeye sanat demek için insan eseri olması gerektiğini öğrettiler. Buradaki hayret bir sanat eseri karşısında hissedilenle mukayese edilebilir mi diye geçiriyorum içimden....
DEVAMI...

18 Ocak 2013 Cuma

şevkattepe

Seninle kavuşmamız elbette bir ihtimaldi. Onca senden bir tanesi onca benden bir tanesine temas edecek, sonra aynı anda birleşmeyi isteyecek. İhtimaldi. Mesela aynı kafede oturmuş aynı şarkıyı dinliyorlardı hepsi. Hepsi aynı yerde aynı eylemi gerçekleştiriyorlardı...
DEVAMI...

18 Aralık 2012 Salı

ben şair değilim Arif Bey.

Ne zaman birinin birine üstü kapalı bir şeyler anlattığına şahit olsam sahnenin sesini ardına dek açarım. En gizli anlamları bile anlamaya çalışmaktan başka bir şey düşünemem o an. Ve sahnenin devamını izlemek için birçok şeyden vazgeçebilirim. Bu...
DEVAMI...

1 Aralık 2012 Cumartesi

Fakat bu şimdi ki zaman. Sıkıcı.

Başım sıkışınca hep rüya görürüm. Bu gece de anlatım bozukluğunu gördüm. Akşam bir yere gitmekten bahsediyorduk seninle ama aslında benim seninle konuşmak istediğim başka şeyler vardı, hep olduğu gibi. -bu gece oraya gidilmesi gerekir...
DEVAMI...

10 Ekim 2012 Çarşamba

Keder vereni

“Nasıl çıldırmadım hayretteyim hâlâ sevincimden Lisanından ‘seni sevdim’ sözün gûş ettiğim demler” Çok değil bundan otuz yıl önce birlikteydik. Sen benim çizgi filmlerden...
DEVAMI...

6 Ekim 2012 Cumartesi

hangirengi

Bir insanın gözleri kaç renk olabilir onu düşünüyorum. O kadar koşturuyorum, o kadar yoruluyorum ama yine de gözlerinin renkleri kahve molalarıma eşlik edebiliyor. Siyahrengi, kahverengi, elmasrengi, gökrengi, hangirengi… Bana renkleri anlat...
DEVAMI...

12 Eylül 2012 Çarşamba

La

Zihnimi geçmişin bilgisiyle dolduruyordu. Ve bunun tecavüzden farkı yoktu. Kurduğu her cümle, geçmişime ait her cümleye tecavüz ediyordu ve gözlerim bunu bir şölen edasıyla izliyordu. Şölenlere yakışır elbiseler giymiştiler, öyle parlak. Eve gidince...
DEVAMI...