Manşet

18 Aralık 2012 Salı

ben şair değilim Arif Bey.

Ne zaman birinin birine üstü kapalı bir şeyler anlattığına şahit olsam sahnenin sesini ardına dek açarım. En gizli anlamları bile anlamaya çalışmaktan başka bir şey düşünemem o an. Ve sahnenin devamını izlemek için birçok şeyden vazgeçebilirim. Bu...
DEVAMI...

1 Aralık 2012 Cumartesi

Fakat bu şimdi ki zaman. Sıkıcı.

Başım sıkışınca hep rüya görürüm. Bu gece de anlatım bozukluğunu gördüm. Akşam bir yere gitmekten bahsediyorduk seninle ama aslında benim seninle konuşmak istediğim başka şeyler vardı, hep olduğu gibi. -bu gece oraya gidilmesi gerekir...
DEVAMI...

10 Ekim 2012 Çarşamba

Keder vereni

“Nasıl çıldırmadım hayretteyim hâlâ sevincimden Lisanından ‘seni sevdim’ sözün gûş ettiğim demler” Çok değil bundan otuz yıl önce birlikteydik. Sen benim çizgi filmlerden...
DEVAMI...

6 Ekim 2012 Cumartesi

hangirengi

Bir insanın gözleri kaç renk olabilir onu düşünüyorum. O kadar koşturuyorum, o kadar yoruluyorum ama yine de gözlerinin renkleri kahve molalarıma eşlik edebiliyor. Siyahrengi, kahverengi, elmasrengi, gökrengi, hangirengi… Bana renkleri anlat...
DEVAMI...

12 Eylül 2012 Çarşamba

La

Zihnimi geçmişin bilgisiyle dolduruyordu. Ve bunun tecavüzden farkı yoktu. Kurduğu her cümle, geçmişime ait her cümleye tecavüz ediyordu ve gözlerim bunu bir şölen edasıyla izliyordu. Şölenlere yakışır elbiseler giymiştiler, öyle parlak. Eve gidince...
DEVAMI...

11 Temmuz 2012 Çarşamba

hangi bulut içinde

Sen bende sus dalgalar çok güzel. Şu şiiri anlatayım yoluma devam edicem. Bir cümleler kuruyorsun ki ben dilbilgisini unutuyorum sanki yıllarca Türkçe testi çözmemişim. Bir gülmeler koyuyorsun ki öyle gevrek, öyle simit olsa ben yemem, sen yersin,...
DEVAMI...

4 Haziran 2012 Pazartesi

Seyahat.

Ona tam “bence nefislerimizi biraz olsun şımartmanın bir mahsuru yok” diyecektim ki otobüs geldi. Bindi. Ardından gelen otobüse de ben bindim. “Evet, insanın fiilleri kalbin, hissin temayülâtından çıkar. O temayülât, ruhun ihtisasatından ve ihtiyacatından...
DEVAMI...

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Zaaf

Ömrümün yumuşak yanı; diye başlıyor mektup, sen zaafsın. Ve zaaf bir mühürdür. Zaaf kaybolmaz. Zaaf yok olmaz. Zaaf her zaman açıkça belli olmaz. İnsanlara zaaflarını anlattığın zaman her şey herkes için kolaylaşır. Ama her zaman değil. Her şey,...
DEVAMI...

18 Nisan 2012 Çarşamba

karnı ağrımasın.

Onunla sohbet ederken kendim kendimi bir yangının içine atıyor. Önce saçlarım yanıyor. Sonra gözlerinden bir çocuk yangına su döker gibi oluyor. Döker gibi oluyor çünkü aslında o bardağın o yangına yetmeyeceğinin farkında. Yangın su içmek istiyor...
DEVAMI...

9 Nisan 2012 Pazartesi

salıncak

Dünya meseleleriyle kafam son derece meşgulken gökten bir salıncak indi. “Salıncakta salınsak” dedim ona, “dünyanın üzerinden geçsek gitsek”.. “öyle yapmıyor muyuz zaten” dedi. O bunu söylerken benim kafam dünya meseleleriyle son derece meşguldü. Sağ...
DEVAMI...

6 Şubat 2012 Pazartesi

perde.

O gün sana “bak perdelerini kaldırdın işte!” deseydim belki sen bunu da hatırlayıp unutmuş gibi yapardın ama ben bunu sana demiş olurdum. Bazı cümleler hiçbir şeyi değiştirmez ama hafızalarımıza “anı” ekler. Hafızalarımıza anı eklenince bizler daha ağır...
DEVAMI...

16 Ocak 2012 Pazartesi

evdeki ses

Bana dedi ki: aynı şeyi tekrar tekrar anlatıyorsa dokunma, belki anlatırken mutlu olduğu içindir.Müdahale etmeme imkan yoktu çünkü o anlattıkça bilmemezlikten geliyordum devamını bildiğim sahneleri bir bir duyarken. Aramızda havadan başka hiçbir şey...
DEVAMI...