Manşet

29 Aralık 2008 Pazartesi

Gözyaşı sulamaz.

Sakalları tenime yapışsın istediğim adam. sana yalan söylemem. Dün gece sen kırılan bardakların keskin yüzeylerini kapattın. Hatırlatmadan duramadın ama, kırık cam keser. Ajandamın yapraklarını ömrüne adadım. Boş bıraktım. Senli sensiz günlerim oldu. 2008 seninle güzel. Sevdim bu yılı. İlk defa bir yıl başladığı gibi geçtiğinden belki.Mumları yaktım....
DEVAMI...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Şal

Unuttuğum aşk, aşktaki acı, acıdaki haz, hazdaki yaş, yaştaki tad..Hatırlattın. Bi aşk, bi şal, bi kağıdın üzerine yazılanlar. Senin için cümlelerim sevgili!Çünkü ben de acıyorum kendime. Sensiz geçen ve sensiz geçmiş her günüm için belki. Yarım kalmış bi aşk hikayesinin ardında nasıl gözyaşı dökerse izleyenler, bi anı defterinin sayfaları yanarken...
DEVAMI...

17 Aralık 2008 Çarşamba

“Düş beni üzerinden, emanet duruyorum”

Kapının ardında yeni bir ilişkinin düğmelerini ilikleyen kadın var. Küçük bir kadının büyük cümleleri bunlar. İlmek ilmek sökülürken hatta sökülmeden bile biri, yeni düğmelerle yeni bir kumaşa bürünüyor öteki. Benim için kalem- kağıt kokusundan ibaret. İzi ise ömür gibi, kömür gibi kara bazen, is kokusu gibi bir iz ömre bırakılan. “Benim sevgimi...
DEVAMI...

28 Kasım 2008 Cuma

uzaktan saçmalama hakkı

Başından aşağı bir bardak buzlu kola boşalttım ve bilmediğim birçok dilde şarkılar dinledim. Anlamak için sözlük karıştırma gereği hiçbir zaman duymadım. Ne senin sözcüklerini ne diğer… Sözcükleri anlamlı kılan yüzlerden ırak bi anlam arıyorum şimdi kendime.Bir anlam bulmak istiyorum ki bende daha önce hiç olmamış olsun…Tozlu defterlerde sararmış yapraklar...
DEVAMI...

3 Eylül 2008 Çarşamba

yanılgılar çok kırıcıdır.

Sana yer arıyorum. Ne zor işmiş. Böyle olacağından hiç bahsetmemiştin. Yıllar geçmiş.Mangalı yakmaya çalışırken sen, ben komşunun kızıyla ilgileniyorum kucağıma almış.ooo ayça abla buyur sen de gel. Yok çocuklar ben hallettim o işi diyen bir komşu, size afiyet olsun. Parmağımda yüzükler, kolumda bilezikler ama hiçbiri senin değil. Kalan dostlar damlayacak...
DEVAMI...

15 Temmuz 2008 Salı

itinayla göz yaşartıcı bomba hazırlanır

“İtinayla göz yaşartıcı bomba hazırlanır” başlıklı ilanı gördüğümde onun vermiş olduğunu anlamam için kahin olmama gerek yoktu.pili bitmiş el feneri gibi hissediyodum kendimi.ve karanlık gözlerimi alıyodu.ay ışığında da kullanılabilen güneş gözlükleri icat etmek isterdim hep.fırsat önümdeydi. O gözyaşartıcı bombaları hazırlayıp her uygun denekte deneyecekti...
DEVAMI...

8 Temmuz 2008 Salı

FRANsız

Özünü tartışmamak kaydıyla iyi sayılabilirdi.oysa ne zordu kötü görünen insanların bile özünde iyi olduğunu savunabilmek.İncele.İnce eleyip sık dokumamak elinizdeyse ,incelediğinizde, sıradan insanlardan biraz farklı gibi görünse de değişen çok fazla şey olmuyordu insanlara yaklaşımı hususunda.Fransızca konuşuyor oluşu başta enteresan gelebilirdi ve...
DEVAMI...

çorba yapmanın incelikleri

Sana çorba yapmanın inceliklerini anlatacaktım.Çıldırmak için sadece klarnet sesine ihtiyacımız vardı.Geçici unutuşlar tam olarak sönmemiş orman yangınları gibidir.alev alsa her yan siyah.Doğalgazdan zehirlenen tek canlı ben değildim itiraf edeyim.Kilidi içerde unutmasaydın keşke.ben ordaydım.çilingir bulabileceğinden emin misin bu saatte.hem de gece...
DEVAMI...

18 Mayıs 2008 Pazar

2 CANIM ARASI 7 FARK

dün canım dediğinde sesin öyle bi sarıldı ki kemiklerim kırılacak sandımbugün canım dediğinde gözlerin karşımdaki koltukta öylece oturuyo...dün canım dediğinde en çok şaşırdığım bütün kırılan oyuncaklarımı nasıl tamir ettiğindibugün canım diyişinde çocuk seni dinlemiyo,atma desen de en sevdiği şey balkondan aşağı oyuncaklarını atmak.........dün canım...
DEVAMI...

17 Mayıs 2008 Cumartesi

fay

Bişi atıyo,kalbin,bişi atıyo ağzımda,kalbin.kalbin ağzımın içinde atıyo.sen in bedeni benim bedeni me yapışmış,artık tenimin sıcaklığı seninkiyle eşdeğer.kalbimde attı kalbin,kalbimin tam üzerinde atan,senin kalbin.artık hiç bir deprem aramızdaki fay hattından geçm...
DEVAMI...

deniz dalgada durmaz

Deniz dalgada durmaz,durmaz dalgada deniz,bir ileri bir geri atma adımlarını,hayat da durmaz,kalma,koş,kalma,git,kalma,isteme de daha fazla,koşma,dur,kalbin dayanmaz,gitme,kal,isteme daha fazla,deniz dalgada durmaz,dalgada durmaz deniz,dalga da denizde durduğu gibi durmaz.unutma.en büyük kim,en küçük kim,sorma,küsme,yanıt alamazsan küsme aynaya,sorma,yanıt...
DEVAMI...

3 Mayıs 2008 Cumartesi

ZEUS

Zeusun mabedinde seni onlarca öptüm,Etini etime çiviledim de bir gram kanımız düşmedi yere.Seke seke düştüm kayaların tepesinde de elin kaldırdı alnımı yukarıGöğsümü kabarttı sevişinMezarlara girdik,çıktık,gördük,çoktukAnı sığdırdık objektife,taşanı kulaklarımıza fısıldadıkBir senBir benDenizin dalgası denizin durulmasıHepsi bizden diVe tek bir şahidimiz...
DEVAMI...

cenaze marşı

Adamın yapısına ne kadar zıtsa söyledikleri ama bir o kadar içinden geçenlere denkse karın boşluğunuzda bir yeri her zaman ağrıtır.Saçları dağınıktır.Dış görünüşüne verdiği önem aynanın söylediklerinden bağımsızdır.Dudakları ince;Kurduğu cümleler kalındır.Doğuştan değildir sonradan büyümüştür duyu organları ki daha iyi algılayabilsin çevresini.Hem...
DEVAMI...

dil yarası

kan çekmez. ancak kelimeler.geç olmaz,belki saat, ancak saat, sadece saat.kara cümleler kömür olmadan çıkmaz. yanmadan zor. közde bile ışık var.yanmaya niyet eden önce cümle kurar. cümle tutuşur,kağıtlar yanar. önce kağıtlar yanar,ancak,kağıtlar yanar!söz uçmaz.düşünmeden sağa sola attığın taşlar örer bir duvar.duvar kalır. duvar yıkılmaz.heyecandan...
DEVAMI...

bir gece bin senaryoyla gelir

sürekli görünüp kaybolan bir yüz var,yok yok sadece yüz dersem haksızlık etmiş olucam.bütün halleriyle gayet meydanda kendisi.okula giderken yanımda beliriveriyor bir anda.benimle yürüyor.sahilde çay içerken geliyor mesela,sarılıyoruz,birlikte içiyoruz çayı,evde demlediklerimiz gibi olmuyor.sonra vapurdaki simitçiden aldığımız simitleri(elbette ki...
DEVAMI...

das leben der anderen ( başkalarının hayatı )

arşında şimdiye kadar yalnızca senin bildiğini sandığın gerçekleri suratına vururken gördüğün insan canım dediğinle aynı.Yalvarışı gitmemen yönünde.gitme diyişi.Bir zamanlar sana gitme desin diye canını vermeye ömrünü heba etmeye hazır sen.Evet o sana hiç git dememişti,cümleler kurup onları kurşun misali bedeninin en hassas noktalarına sıkmaktan ibaretti...
DEVAMI...